16 Şubat 2012 Perşembe

Güçlü anneler

Biz insanlar en ufak bir şey de dünyamız yıkılmış gibi davranıyoruz..Sanırım ben ve benim çevremde gördüğüm çoğu kişi fazlasıyla zayıfız hayata karşı ki; durup durup “ya” “uf” “neden herşey ters gidiyor?” “Hep böyle şeyler benim başıma gelir.” cümlelerini etten püften şeylere söylenmek için kullanıyoruz..
Halbuki çevremde gerçekten farklı farklı olaylarla,zor günler geçirip,hala dimdik mücadele eden insanlar da var ama biz hep hayatın akışında bunları söyleyip hayıflanıyoruz.. Onlar öyle güçlü duruyorlar ki, ben empati kurmanın hakkını sonuna kadar veren bir insan olduğumu düşünmeme rağmen bazen kaptırıp kendimi yaşadıkları kolaymışcasına davranma hakkını kendimde görüyorum..Sanırım biz iş hayatındaki üç beş olayla sabırları taşmış insanlarız ve tahammül sınırlarımız fazlasıyla düşmüş..
Tüm bunları sorgulamama sebep olan olay yaklaşık 1 ay önce başladı..İşyerinde 4 kişinin yaptığı zor denecek işi 3 kişi yapmaya başlamıştık eylülden beri..Hatta tam olarak bilmediğim epey yönüyle ben bu işte yeniyim ve üzerimde hala sürekli takip gerektiren başka bir sorumluluk daha var..Sanırım haftanın 4 günü gece 10 a kadar+ pazarları kursa gitmemim de etkisiyle epey yorgunluk çöktü üstüme..Derken üçüncü arkadaşımız da çocuğuna bakacak kimseyi bulamadığı için işten ayrılmak zorunda kaldı ve biz kaldık 2 kişi..Bize yardımcı olması için bir arkadaş aldılar işe..Çok durgun ve suskun,daha 1.dk.da anlaşılıyor bu sektörde çalışmadığı..O kadar belli ki kıvırması zaman alacak bu işi..Biz zaten yorgun ve kafasında soru işaretleriyle işleri yetiştirme modundayız..Tek bildiğimiz evli,eşi başka şehirde sadece haftasonu geliyor,ailesinin yanında h.içi ve erken doğmuş bir bebişi var..Ama yüzünden hüzün akıyor aslında,bir şeyler var arkasında..Mümkün olduğunca herşeyi öğretmek istiyoruz..5 dk.geçirecek vaktimiz yokken saatlerce yanına oturup öğretmeye çalışıyoruz,ama olmuyor hep birşeyler kopuk kafası karışıyor dağılıveriyor..Ancak o kadar dürüst bir insanki..çok da iyi niyetli mümkün olduğunca söylenmesek de an geliyor,azcık sert tepkiler veriyoruz..İş hayatı neticede yetişmesi gereken iş çok oldukça üçümüz de daha da zorlanıyoruz..Neyse öyle böyle derken bu hafta arkadaşımız gitti patrona;ben işi bırakıcam yapamıyorum gücüme gidiyor,dedi.Biz direk kendimizi sorguladık gücüme gidiyor derken acaba bizden mi kaynaklı,aslında mümkün olduğunca iyi davrandık ama belki onun için yeterli değildi diye..Ancak sonrasında demek istediğinin,ben yavaşım işler yetişmiyor ben buradan bir maaş alacağım ama bunu hak etmiyorum olduğunu öğreniyoruz..Diyorum ya öyle iyi niyetli,öyle dürüst ki..Buraya kimler geldi gitti,boş boş oturup gitti..o ise en azından uğraşıyor,bazen an geliyor verdikleri işi yapabilmek için hiç yerinden kalkmıyor..
Ve sonrasında öğrendiklerim beni benden aldı..Aslında bebiş doğduktan sonra beyin kanaması geçirmiş ve şant ameliyatı olmuş.. (“şant” mı o ne dedim kendi kendime) Biraz sakinleşince yavaş yavaş anlatmaya başladı..Onun anne babası bilmiyor,sadece kardeşleri biliyor,eşi zaten uzakta,o kadar çok şey geçirmişler ki, iki senedir hep doktorlar,hastane,ameliyat,rehabilitasyon merkezleri,çocuk metabolizma uzmanları,ilaçlar,şifalı karışımlar,adını bile bilmediğim masajlarla yürütmeye çalışmalar..daha neler neler..üstelik tek maaşla maddi olarak da zorlanarak bunları yapmak için ellerinden geleni yapmışlar ki,maddiyat kimin umurunda ama doktorlara hariçten bir sürü para ve hediyeler verip, çoğundan (zaten bunları yapmadan da olması gerekenleri) görememişler.. Bunca zorluğun içinde kafasını toplayamaması o kadar normal ki.. Gözlerindeki yorgunluk ve hüzün anlaşılmıştı artık.. Birkaç gündür onu ikna etmeye çalışıyoruz,bir ay daha dene, yapacağına inanıyoruz,sen çaba harcıyorsun,hem çocuğun için maaşının olması çok iyi olacak,3-5 yıl sonra tekrar mühendislik yapmak istesen,başlamak çok daha zor olacak,tekrar adapte olamayacaksın diye..Biraz başardık galiba çünkü üç gündür işten çıkma mevzusu tekrar gündeme gelmedi..Yalnız şimdi öyle utanıyorum ki, aslında uykum var,çok yoruluyorum,ama “uykum var,yorgunum” diyemiyorum,hakkım yok gibi geliyor.. Onu daha fazla zorlamamak için google ‘a bi sorayım dedim şant ameliyatı diye ve bu esnada karşıma şu blog çıktı;
Okudukça daha da duygulandım..Okudukça daha da gururlandım aslında..İnsan olmak, her durumda güçlü olabilmek,olanları böyle anlatabilmek,içini dökmek,paylaşmak.. Takdir ettim,gurur duydum var oluşlarından.. Çünkü bu anneler sayesinde daha da güzel hissettim anneliği.. Evet anneler cennetten gelmiş gibidir,yavruları için hep dimdik olmaya çalışırlar, (çocuğunu sokağa bırakan anneler farklı durumlar tabi) ancak böylesi güçlü olmak,çok güçlü bir karaktere sahip olmak bence.. Sadece blogda yazanları değil altındaki yorumlarda yaşadıklarını paylaşanları da okudum.. Allah herkesin yardımcısı olsun ve bu güç her daim hem onlar, hem de yavruları,kardeşleri,yakınları için onlarla olsun..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder